Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, dolar kuru ve enflasyona direkt tesir eden faiz kararını web sitesine yaşanmış olan erişim problemi sebebi ile 5 dakika gecikmeli olarak deklare etti. Dolar kuru zamanı zirveyi görürken ekonomistler bu kararın tesiri hakkında yorumlarda bulunmuş oldu.
Dolar - TL kurunun her geçen gün kendi rekorunu kırdığı, marketlerdeki ürünlerin her ay yukarıya çıkmış olduğu, faturalara ve akaryakıta gelen zamların gündemden düşmediği bir dönemdeyiz. Her ne kadar faturalardaki TRT oranı geri çekilse, akaryakıttaki zamlar ÖTV’den düşülse de iktisat, artık hepimizin bir numaralı gündem mevzusu oldu.
Teknoloji odaklı bir mecra olarak ikimiz de iktisat haberleri vermeye oldukça alışkın değiliz, sadece aldığımız gıdalardan teknolojik ürünlere kadar hayatımızı ciddi şekilde etkileyen neticeleri sizlere elimizden geldiğince aktarmaya çalışıyoruz. Merkez Bankası’nın faiz kararları ve bunun dolara, enflasyona doğrusu yaşamımıza olan tesiri de bu konuların başlangıcında geliyor
Ekim ayında %18’den %16’ya düşürülen faizin tesiri ile fırlayan dolar - TL paritesi, 18 Kasım’da faizin yine düşürülerek %15’e çekilmesi ile tavan yapmış oldu. Ekonomistler, bu karara ve etkilerine dair Twitter üstünden açıklamalarda bulunmuş oldu.
Ek olarak Eğilmez, kişisel internet sayfasında yayınladığı "TL'nin Kıymet Kaybının Sebepleri" yazısında mevzuyu şu görüş açısı ile özetliyor:
"Faiz, enflasyonun sebebi değil sonucudur. Enflasyonun sebebi ekonomideki risk artışlarıdır. Bunlar bütçe açığından, cari açığa, izlenen yanlış iktisat politikasına, risk artırıcı söylem ve açıklamalara, toplumsal ve siyasal yaşamda geriye gidiş hamlelerine, komşularla ve öteki ülkelerle ilişkilere, dış politikadaki gelişmelere kadar pek oldukça sebebi kapsar. Risklerdeki artış, ekonomide beklentileri bozar."
"Bu bozulma yabancı yatırımcıların beklentileri kadar yerli yatırımcıların da beklentilerini bozar. Bu bozulmaların sonucunda TL kıymet kaybeder. TL’deki kıymet kaybı ithal girdi maliyetlerini ve dış borçların TL karşılığını yükselterek üretim maliyetlerini yükseltir. O da sonunda fiyatların yükselmesine ve enflasyona neden olur."
Macaristan ile beraber Asya vatanlarında de faizlerin yükseltildiği görüldü.
Ek olarak Reuters, ilk kere faiz sonucu öncesi tahminler için anket düzenlememiş, gerekçe olarak tıpkı Avdagiç benzer biçimde "belirsizliği" niçin göstermişti.
Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları esnasında çekilen bu fotoğrafta Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın alkış yapmadığı görülüyor. Nitekim bu yorum ve çıkarımlar Ekonomist Umut Akçay tarafınca eleştirildi. Erdoğan 17 Kasım'da faizin düşürüleceğinin ilk sinyallerini vermişti.
Dolar - TL kurunun her geçen gün kendi rekorunu kırdığı, marketlerdeki ürünlerin her ay yukarıya çıkmış olduğu, faturalara ve akaryakıta gelen zamların gündemden düşmediği bir dönemdeyiz. Her ne kadar faturalardaki TRT oranı geri çekilse, akaryakıttaki zamlar ÖTV’den düşülse de iktisat, artık hepimizin bir numaralı gündem mevzusu oldu.
Teknoloji odaklı bir mecra olarak ikimiz de iktisat haberleri vermeye oldukça alışkın değiliz, sadece aldığımız gıdalardan teknolojik ürünlere kadar hayatımızı ciddi şekilde etkileyen neticeleri sizlere elimizden geldiğince aktarmaya çalışıyoruz. Merkez Bankası’nın faiz kararları ve bunun dolara, enflasyona doğrusu yaşamımıza olan tesiri de bu konuların başlangıcında geliyor
Ekim ayında %18’den %16’ya düşürülen faizin tesiri ile fırlayan dolar - TL paritesi, 18 Kasım’da faizin yine düşürülerek %15’e çekilmesi ile tavan yapmış oldu. Ekonomistler, bu karara ve etkilerine dair Twitter üstünden açıklamalarda bulunmuş oldu.
Mahfi Eğilmez'in karar öncesindeki belirsizliğe ilişkin yorumlarda bulunmuş oldu, karar açıklanınca "Geçmiş olsun" mesajını paylaştı:
Ek olarak Eğilmez, kişisel internet sayfasında yayınladığı "TL'nin Kıymet Kaybının Sebepleri" yazısında mevzuyu şu görüş açısı ile özetliyor:
"Faiz, enflasyonun sebebi değil sonucudur. Enflasyonun sebebi ekonomideki risk artışlarıdır. Bunlar bütçe açığından, cari açığa, izlenen yanlış iktisat politikasına, risk artırıcı söylem ve açıklamalara, toplumsal ve siyasal yaşamda geriye gidiş hamlelerine, komşularla ve öteki ülkelerle ilişkilere, dış politikadaki gelişmelere kadar pek oldukça sebebi kapsar. Risklerdeki artış, ekonomide beklentileri bozar."
"Bu bozulma yabancı yatırımcıların beklentileri kadar yerli yatırımcıların da beklentilerini bozar. Bu bozulmaların sonucunda TL kıymet kaybeder. TL’deki kıymet kaybı ithal girdi maliyetlerini ve dış borçların TL karşılığını yükselterek üretim maliyetlerini yükseltir. O da sonunda fiyatların yükselmesine ve enflasyona neden olur."
"İnsanın uykusu gelmiyor" diyerek karar öncesinde faizin düşürülmemesi icap ettiğini vurgulayan Özgür Demirtaş; faizi artıran Macaristan'ı kutlama etti:
Macaristan ile beraber Asya vatanlarında de faizlerin yükseltildiği görüldü.
İstanbul Tecim Odası Başkanı Şekib Avdagiç, aslolan mevzunun faiz sonucu değil "belirsizlik" bulunduğunu altını çizdi:
Ek olarak Reuters, ilk kere faiz sonucu öncesi tahminler için anket düzenlememiş, gerekçe olarak tıpkı Avdagiç benzer biçimde "belirsizliği" niçin göstermişti.
Gazeteci ve Ekonomist Cem Seymen, karar açıklanmadan ilkin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 17 Kasım'daki faiz açıklamaları esnasında çekilen şu fotoğrafı paylaşmıştı:
Cumhurbaşkanı'nın açıklamaları esnasında çekilen bu fotoğrafta Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın alkış yapmadığı görülüyor. Nitekim bu yorum ve çıkarımlar Ekonomist Umut Akçay tarafınca eleştirildi. Erdoğan 17 Kasım'da faizin düşürüleceğinin ilk sinyallerini vermişti.